20 Ekim’de Yapay Zeka Çağında Yayımcılık Başlıklı Zirveyi gerçekleştirdik
İstanbul Ticaret Üniversitesi ev sahipliğinde, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği (TBYM) ve Basın Yayın Birliği iş birliğiyle düzenlenen Yapay Zekâ Çağında Yayımcılık Zirvesi’ni İstanbul Ticaret üniversitesinde gerçekleştirdik.
Zirvenin açılış konuşmalarında İstanbul Ticaret Odası 32 numaralı Basım Yayın Meslek Komitesi Başkanı Halil Çelik selamla konuşmasını gerçekleştirdi. Çelik “Yapay zekanın beraberinde getirdiği fırsatları ve riskleri önceden fark etmek bizi yönetilen değil yöneten pozisyonunda tutacaktır” diyerek sözü Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Başkanı Mehmet Burhan Genç’e bıraktı. Genç konuşmasında yapay zekanın yayıncılara çok pırıltılı bir hayat vadettiğini, hayatı pek çok alanda kolaylaştıran bir cazibe sunduğunu fakat madalyonun bir de öbür yüzü olduğunu vurguladı. “Düzenlenen bu zirve ile teknolojinin her vechesini yayıncılığın terminolojisi ile ele almaya gayret edeceğiz” dedi.

Konuşmalar YAYFED Yönetim Kurulu Başkanı Münür Üstün’ün katkıları ile devam etti. Üstün “Yapay zeka bilgiyi nasıl ürettiğimizi, nasıl aktardığımızı hatta nasıl ele aldığımızı şekillendiren bir paradigma. Yayıncılık alanında da pek çok bağlamda istifade etsek de duyguyu, fikri ve vicdanı aktarmak yayıncılığın temel taşıdır. Düzenlemiş olduğumuz bu zirvenin Türk yayıncılığının yol haritasını belirleyecek önemli bir adım olacağını düşünüyorum” dedi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Necip Şimşek ise böyle bir zirveye ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Şimşek “Duyguları, kavram ve kelimeleri ölümsüzleştiren bu sektörün teknik ve matematikle nasıl bir yoldaşlık edeceğini istişare etmek kıymetli bir girişim. Hayırlı olmasını dileriz” dedi.
Son konuşmayı ise İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı İsrafil Kuralay gerçekleştirdi. Kuralay “Çok önemli bir başlık etrafında bir araya geldik. Hizmet sektörü dijitalleşmeden çokça etkilenen bi alan. Yayıncılık ve yayımcılık bilhassa bu dijitalleşmeden nasibini alıyor. Teknolojinin geldiği noktadan elbette teknik bir destek alınıyor ama muhtevanın derinliğini vermek yayıncının mahareti. Öte yandan teknoloji de illaki beraberinde kendi kültürünü de getiriyor. Bu bazen bir tek tipleşme bazen bir değişimle tezahür ediyor. Bugün bu zirvede yayıncılığın geleneğini, kültürü ve özgünlüğünü teknolojiye karşı nasıl muhafaza edeceğimizi ele alacağız” dedi. Kuralayın konuşması sonrası zirvenin açılış oturumu açılış oturumu, Prof. Dr. Sinan Canan’ın “Yapay Zekâ Çağında İnsan Kalmak” başlıklı konuşmasıyla başladı.

Canan, konuşmasında teknolojik dönüşümün insan üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, yapay zekânın hızla ilerleyen dünyasında insan kalabilmenin yollarını anlattı.Canan, yapay zekâyı “zeki değil, hızlı bir sistem” olarak tanımlayarak, “Yapay zekâ bizim erişemeyeceğimiz kadar çok bilgiye çok kısa sürede erişiyor ve bunları düzenli biçimde bir araya getiriyor. Ancak bu, mütefekkirliğin yerini tutmaz. Yapay zekâ mevcut bilgiyi birleştirir ama henüz söylenmemiş bir düşünceye erişemez” dedi.
2007 yılını insanlık tarihinde bir kırılma noktası olarak nitelendiren Canan, “İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte teknolojinin doğası değişti. Artık biz teknolojiye ihtiyaç duyduğumuzda değil, o bize ihtiyaç duyduğunda bizi harekete geçiriyor; bildirimlerle, uyarılarla kendini hatırlatıyor” ifadelerini kullandı.
Canan, modern dünyanın “teknofeodalizm” olarak adlandırılabilecek bir düzene sürüklendiğini belirterek, teknolojinin üç temel silahına dikkat çekti: hız, ritim ve kategori.
“Teknoloji insanı kendi önüne katıp götürecek kadar hızlıdır. Daha ne olduğunu anlamadan kendimizi bilmediğimiz bir yerde buluruz. Burada da bilinci yitirebiliriz. Bu silaha karşı durabilmek en büyük karşı silahtır. Teknolojinin ikinci silahı da ritimdir diyebiliriz. Teknoloji bize sanal ve yapay sorunlar yaratır. Bu yapay sorunlara karşı kendi gerçek gündemimize sahip çıkmamız gerekiyor. Son olarak teknolojinin bizleri hangi ürünü ya da fikri satacağını anlamlandırmak için kategorize edip etiketliyor. Bu kategorileşme ise yankı odaları yaratarak bizi sürü davranışına yönlendiriyor. Buna karşın farklı olana kucak açma’ hoşgörüme mecburiyetimizi hatırlamalıyız” dedi
Konuşmasında “hayırlı teknoloji kullanımı” kavramına da değinen Canan, teknolojiyi insanın hizmetinde ve ahlaki ilkeler doğrultusunda kullanmanın önemini vurguladı.
Sinan Canan’ın açılış oturumunun ardından eş zamanlı sürdürülen Edisyon ve Çeviri oturumu ile Çocuk Yayıncılığı ve Çizerlik oturumu gerçekleşti. Üçüncü ve dördüncü oturum ise Telif Hakları ve Eğitim Yayıncılığı ve Pazarlama başlıkları ile devam etti. Her bir başlıkta alanında uzman isimler tecrübe ve araştırmalarını paylaştı.
Oldukça ufuk açıcı bu zirvenin bir paydaş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.




