BİZİ TAKİP EDİN
Basin 01 OCAK 2017 / 00:00

"AB Ülkelerine Vizesiz Seyahat" Başlıklı Basın AÇıklamamız"

16 Aralık 2013 tarihinde Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından bizzat yapılan açıklamayla ilan edilen AB-Türkiye Vize Muafiyet anlaşması ve o günden günümüze devam etmekte olan sürecin işleyişine dair derneğimizce aşağıdaki basın açıklamasının yapılması uygun görülmüştür.

Ülke olarak son yıllarda ekonomik, kültürel ve siyasi anlamda atmış olduğumuz adımlar ve artan bir ivmeyle devam eden makro gelişmeler tüm kamuoyunun malumudur. Bu süre zarfında bahsi geçen gelişmeler, uluslararası değerlendirme kuruluşları, birlik ve organizasyonlar, büyüyen iş ve sosyo-kültürel alış-veriş hacmi rakamlarıyla da orta yerde durmaktadır.

İstikrarlı bir yönetim anlayışıyla birleşen toplumsal sinerji, Türk insanının kıta Avrupası ve dünyayla olan ilişkilerini kuvvetlendirmiş; Türkiye'nin topyekün bir atılım ile uzun yıllar uzak kaldığı coğrafya ve kültürlerle entegrasyonunu da tarihsel misyonuna uygun şekilde hızlandırmıştır.

Bu noktadan hareketle, bizce önümüzde aşılması gereken çok önemli bir eşik noktası bulunmaktadır. Son yıllarda 20 'den fazla ülkeyle kalkmış olan vize bariyerleri konusu, üyelik müzakere sürecinde bulunmamıza rağmen henüz AB ülkeleriyle aramızda bir somut adıma dönüşememiştir. Aynı statüdeki diğer ülkelere uygulanan vize muafiyetleri maalesef ülkemiz için hala uygulanmaya başlanmamıştır. Hatta konuyla ilgili, vatandaşlarımız tarafından Almanya, Hollanda gibi çeşitli AB ülkelerinin yerel mahkemelerinde davalar açılmış ve bu ülkelere vizesiz giriş hakları onaylanmış olmasına rağmen, bu mahkeme kararları da henüz emsal olarak değerlendirilmemekte ve görmezden gelinmektedir.

Görünen bütün bu çifte standartlara herhangi bir sebep ya da motivasyon aramaksızın, sadece AB nezdinde yanlış izlenim ve bilgilendirmelerin etkili olduğunu düşünüyoruz. Anlatılması ve özenle altı çizilmesi gereken nokta, artık Türkiye'nin siyasi,sosyal ve kültürel baskılardan, ekonomik çaresizliklerden kaçılan bir ülke değil tam tersi AB ülkeleri de dahil pek çok ülke vatandaşları tarafından yatırım yapmak, ortaklıklar kurmak ve hatta yaşamlarını geçirmek üzere tercih edilen bir ülke haline geldiği gerçeğidir. Keza, her yıl milyonlarca insanımız da, sert vize uygulamalarına rağmen, dünyanın pek çok ülke ve şehirlerine turist, öğrenci veya iş insanı olarak gidip tekrar ülkelerine dönmektedirler.

Artık Türkiye vazgeçilebilecek değil muadilleriyle karşılaştırıldığında tercih edilmesine sebep olacak avantajlara sahip bir ülke, vatandaşları ise bunun farkında olmakla birlikte, kendilerini diğer kültürlerden soyutlamayan ve onlarla eşit şartlarda toplumsal ilişkilerini yürütebilme becerisinde bireyler olarak göze çarpmaktadır.

Zaten uluslararası otoritelerce de çoğu zaman teyit edilmekte olan bu bilgiler ışığında, Türkiye vatandaşlarının AB için sorun değil “zenginlik” olacağı vurgusunun ısrarla yapılması gerektiğini ve bu konudaki çalışmaların gerek devlet kurumları gerekse sivil toplum kuruluşları tarafından olabilecek azami efor ve çabayla sürdürülmesi gerektiği inancını taşıyoruz.

Dış politikamızın kritik kavramlarından birisi olan “kültürel diplomasi” başlığında, özellikle 2008 yılından bu yana, destekleyici ve besleyici olduğuna inandığımız çok önemli projelere doğrudan katkı sağlamış ve ciddi mesafeler katetmiş bir sektörün temsilci STK sı olarak;

Sayın Başbakanımız'ın 2014 'ü AB yılı olarak ilan etmesine istinaden, AB ülkeleri tarafından vatandaşlarımıza uygulanan vize rejimlerinin kaldırılması yönünde yapılacak çalışmalarda üzerimize düşen bütün sorumlulukları seve seve üstlenebileceğimizi, bu hususta çalışmalarını ilgiyle takip ettiğimiz İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ve AB Bakanlığı'mızı desteklediğimizi, konunun önemi ve hassasiyetinin topyekün sivil ve devlet kurumlarımızla idrak edilip sahiplenilmesi adına kamuoyuyla paylaşmak isteriz.